1876da Telefonun icadı ile tanınan 
Alexander Graham Bell, 1847 de İskoçyada Edinburgh da doğdu. Ontario ya 
yerleşti, daha sonra Amerikaya, ve Bostona yerleşti.
Aslında Graham Bell, sağırların 
sessizliğini ortadan kaldırmaya çalışıyordu. Bunu başaramadı ama her gün
 yeni bir özelliğe kavuşan telefonla birbirinden kilometrelerce uzaktaki
 insanların birbirlerini duymalarını sağladı.
Telefonun yaratıcılarından olan Graham 
Bellin annesi doğuştan sağırdı. Dedesi ve babası yıllarını sağırlara 
adadı. Özellikle babası sağırlara duymasalar bile konuşmayı öğretmenin 
yollarını geliştirmeye çalıştı. İki kardeşi veremden ölünce, babası 
kalan tek oğlunun sağlığı için Kanadaya göçtü. Babasının ölümünden sonra
 onun çalışmalarını tanıtmak ve yaymak için çabalayan Graham Bell ABDye 
gitti. Burada bir süre sağırlara dil öğretmeni yetiştiren okulda 
çalıştı. Daha sonra ki okulunu kurdu.
Ünü kısa sürede yayılan Bell, Oxford 
Üniversitesi’ne konuk öğretmen olarak çağrıldı. İngilterede eline geçen 
Alman Hermann von Helmholz adlı bilginin işitme fizyolojisine ilişkin 
kitabını okudu. Müzik sesinin bir tel aracılığı ile aktarılabilineceği 
düşüncesi üzerinde yoğunlaştı. Bu sırada başka bilim adamları da bu 
konularda çalışmalar yürütüyordu. İlisha Gray bunlardan biriydi.
İngiletereden dönen Bell, Boston 
Üniversitesi İnsan Sesi Fizyolojisi dalı profesörlüğüne getirildi. 
Kuramsal bilgilerini teknik destekle yaşama geçirmeye ve işitme 
engelliler için duymalarını sağlayacak aletler yapmaya girişti. Thomas 
Watson adlı bir elektrik mühisi ile birlikte çalışmaya başladı. 
Çalışmalarını yürütmek için maddi destek gerektiğinde kisine Avukat 
Gardnier Greene Hubbart yardım elini uzattı. Bell ve Watson 1875 yılında
 sesin tel üzerinden bir başka yere gittiğini ortaya çıkardı. Ancak ses 
anlaşılmaz bir durumdaydı. 14 Şubat 1876 günü Bell ve Gray telefon 
patenti almak için ayrı ayrı başvuru yaptı. Belle 7 Mart günü istediği 
patent verildi. 174.465 nolu patentini alan Bell atölyede denemelerini 
sürdürürken telefonu çalıştırmak için kullandığı bataryadan pantolonuna 
asit döküldü. Watsonu yardıma çağırdı:
“Bay Watson, çabuk buraya gelin. Sizi istiyorum.”
Bell yardımcısını yardıma çağırırken 
farkında olmadan 125 yıl önce 10 Mart günü ilk telefon görüşmesini 
yaptı. Watson Bellin sesini “telefon”dan duydu. ABDnin 100′üncü kuruluş 
yıldönümüne denk gelen bu buluşu ona düzenlenen Yüz Yıl sergisinde 
birçok ödül kazandırdı. Bell bilimsel çalışmalarını yürütmek için maddi 
ve manevi destek gördüğü Hubbart Ailesi’nden Mabel ile bir yıl sonra 
evli.
Eşi dört yaşından beri sağırdı. Bell 
öğrencisi olarak tanıdığı ve daha sonra evliği Mabele derin bir sevgi 
duydu. Artan ününe karşın hiçbir zaman ne eşini ne de sağırları unuttu. 
Eşine yazdığı bir mektupta “Eşin, hangi noktaya çıkarsa çıksın, ne denli
 zengin olursa olsun, emin ol sağırları ve onların sorunlarını her zaman
 düşünecektir” diye yazmıştır.
Bugün öne çıkan buluşlarının gölgesinde 
kalan yapıtlarının çoğu sağırlık konusundaydı. Sağır annesinin ve eşinin
 duyamadığı sesleri kaydetmeyi başardı. “Gramofon”dan kazandığı parayı 
bugün de sağırlar için çalışmalar yürüten Alexander Graham Bell Sağırlar
 Kurumu’na harcadı. Fransa hükûmeti insanlığa hizmetinden dolayı onur ve
 para ödülü verdi. Verilen parayı Washingtonda Sağırlar için Volta 
Enstitüsü’nü kurmada kullandı. İlk el telefonunu geliştirmek için Bell 
teknik sorunları alt etmeye çalışırken bir yandan da kisini dava eden 
Graya karşı hukuk savaşı verdi. Telefon atölyeden 4 yılda çıkabildi. 
1880 yılında Belle yardım eden Tainer radyofon adını verdikleri aleti 
denedi.
Bir okulun tepesine çıkan Tainer çok 
uzaktan görebildiği Belle telefonla sesli “Bay Bell. Bay Bell. Beni 
duyabiliyorsanız lütfen pencerenin önüne gelip şapkanızı sallayın.” Bell
 şapkasını salladığında artık telefon doğumunun ardından emeklemeye 
başladı. Sekiz yıl sonra Connecticut eyaleti ilk telefon şebekesine 
sahip kent oldu.
Telefon yakın yıllara dek Türkiyede 
olduğu gibi santraller ve memurlar aracılığı ile yürütülüyordu. Bir süre
 sonra santrallerde erkek memur yerine kadın memurun çalışması geleneği 
başladı. İlk kadın santral memuru da Bostonda çalışmaya başlayan Emma 
Nut oldu.
Kimi siyah beyaz filmlerde gülme konusu 
yapılan “manyetolu telefon” görüşmeleri 1899 yılında Almon B. Stowger 
adlı birinin katkısı ile otomatikleşmeye yöneldi. İşin garip tarafı 
Stowger telefoncu değil cenaze levazımatçısıydı. Rakibinin eşi telefon 
şirketinde çalışıyordu. Cenaze işleri için Strowgerı arayanları bu memur
 ki eşine bağlıyordu. Bu zor durum karşısında çözüm bulmak için kolları 
sıvayan Strowger otomatik santralı yapmayı başardı. Halk yeni telefona 
“kızsız telefon” adını taktı.
Bugünkü telefonlara benzemeyen bir 
biçimdeydi. Üzerinde birler, onlar, yüzler basamağını temsil eden üç tuş
 bulunuyordu. Bağlanmak istenen numara tuşlara aranan numarada yer alan 
rakamın değeri kadar basılarak sağlanıyordu. Arayan kişi tuşa kaç kez 
bastığını sık sık şaşırdığı için karmaşaya da yol açıyordu. Bunun da 
çözümü çok geçmeden bulundu.
Kısa sürede New York sokaklarını telefon
 direkleri ve kablo hatları örümcek ağı gibi kapladı. Yürünmez bir hale 
gelen sokaklardaki bir telefon direği kabloları tutan 50 çapraz tahta 
taşıyordu. Telefon günlük yaşama değişik biçimlerde girmeye başladı.
O yıllarda yayımlanan gazetelere verilen bir reklamda telefon şöyle tanıtıldı:
“Sohbet. Ağızdan kulağa telefonla konuşarak çok daha rahat…”
Bell 1915 yılında New Yorku San 
Franciscoya bağlayan ilk uzun kentlerarası telefon hattını açtı. 
Karşısında yine yardımcısı Watson vardı. Aradan geçen onca yıla karşın 
Bell ilk günü unutmadı. Watsona “Watson seni istiyorum, buraya gel” 
dedi.
Telefonun olanaklarından yararlanarak 
müşteri çekmek isteyen oteller arasında kıyasıya bir savaş başladı. 
Oteller ünlü müzik, tiyatro, opera, konser salonlarına bağlanan telefon 
“Tiyatrofon” hattı ile aldıkları sesi lobilerinde oturan müşterilerine 
dinletmeye başladı. Bu evlere ve iş yerlerine yayıldı.
Graham Bell belleklerde telefonun bulucusu olarak yer etse de adının öne çıkmadığı çalışmaları da vardı.
Bunlardan biri büyük bir ilgi ile tüm dünyanın izlediği National Geographic dergisindeki yöneticiliğiydi. Yüzyirmi yıl önce silahlı saldırıya uğrayan ve ağır yaralanan ABD Başkanı Garfieldın bedenindeki kurşunların yerini belirlemede ilk kez kullandığı telefonik sonda, Röntgenin X ışınları ile tanıyı geliştirilmesinde kullanıldı. Deniz ve hava taşımacılığı için projeler gerçekleştirdi.
Bunlardan biri büyük bir ilgi ile tüm dünyanın izlediği National Geographic dergisindeki yöneticiliğiydi. Yüzyirmi yıl önce silahlı saldırıya uğrayan ve ağır yaralanan ABD Başkanı Garfieldın bedenindeki kurşunların yerini belirlemede ilk kez kullandığı telefonik sonda, Röntgenin X ışınları ile tanıyı geliştirilmesinde kullanıldı. Deniz ve hava taşımacılığı için projeler gerçekleştirdi.
1893 yılında telefon ile ilgili 
gelişmeleri kaleme alan bir yazar gözlemini şöyle dile getirdi: “Şu anda
 duyabildiğimiz sanatçı ve şarkıcıları bir süre sonra insanlık görmeyi 
de başaracak.”
Bu sözler “televizyon” özlemi olarak 
yorumlanmasına karşın gelişen teknoloji görüntülü cep telefonlarını, 
internet üzerinden canlı yayınla iletişimi işaret ettiğini 
göstermektedir. Bilimkurgu severler ise “Uzay Yolu” filminden 
esinlenerek insanların ışınlanmalarından, insanların bulundukları yerde 
başka bir yerdeki olayı üç boyutlu olarak ekranlarda görerek ya da 
duyarak değil hissederek elde edeceği günleri tartışıyor.
Sağırlığa karşı yürütülen savaşımın 
sonucu insanlık dünyasının sağırlığını gideren bir buluşu armağan eden 
Bell öldüğünde ona duyulan büyük saygı ve sevgiden ötürü soyadından yola
 çıkarak telefonu simgelemek için kırmızı “çan” resimleri kullanıldı…

0 yorum:
Yorum Gönder