Sitemizi Facebook'ta Beğenmek İster misiniz?

12 Nisan 2011 Salı

Madde Döngüleri (Biyojeokimyasal Döngüler)



Doğada ekolojik önemi olan maddeler, canlılar ve çevreleri arasında alınıp verilir. Maddelerin ekosistemdeki bu dolaşımına madde döngüleri ya da kısaca çercimler denir. Bu dolaşım; tabiatta canlılığın aksamadan devam edebilmesini sağlar. Tüm maddeler sürekli olarak döngüler yoluyla, canlılar tarafından yeniden kullanılır. Termodinamik Kanunu gereğince, hiçbir madde ortadan kaybolmayacağına göre, bu döngüler sürekli olarak vardır. Bu da demektir ki; doğada hiçbir zaman madde kaybı söz konusu değildir.

            Ekosfer, canlıların yaşadığı yeryüzünün yüzey tabakasıdır. Ekoloji biliminde ekosfer, güneş enerjisi ile işleyen bir makineye benzetilir. Bu makinenin tüm canlılar için gerekli olan parçaları; su, karbon, oksijen, azot ve fosfor döngüleridir. Bu döngülerin enerji kaynağı ise, Güneş'tir.                                                                                         ,
            Su Döngüsü

            Su, yaşam kaynağıdır. Bütün canlıların ağırlıklarının önemli bir kısmını su oluşturur.  Yeryüzündeki su miktarının yaklaşık % 5’i tatlı sulardır. Güneş enerjisinin ısıtmasıyla, çeşitli kaynaklardan atmosfere çıkan su buharı; yağmur, kar, dolu gibi yağış biçimleriyle yeniden yeryüzüne döner. Bu suyun bir miktarı yer altı sularına karışırken, daha büyük kısmı, göl ve deniz gibi kaynaklarda birikir. Su döngüsü de, öteki tüm döngüler gibi süreklidir.
Bitkiler terleme ile su döngüsüne katılır. Yeryüzündeki bütün sular katılmaktadır. Söz gelimi, denizlerden buharlaşan su, yağış olarak yeryüzüne dönmekte, bir kısmı yüzeysel sularda birikip, bir kısmı da yer altı sularına karışmaktadır. Yer altı sularının son toplanma yeri ise deniz ve okyanuslardır. Burada toplanan sular, su döngüsüne devam eder (uzun su devri). Deniz ve okyanuslardan buharlaşan suyun karalara geçmeden tekrar yağmur, kar, dolu biçiminde deniz ve okyanuslara geçmesine ise kısa su devri denir.                                                                 ,

            Karbon Döngüsü

Karbon doğada hem mineral biçiminde (kömür, elmas, gaz olarak veya suda çözünmüş durumda karbon dioksit olarak) hem organik biçimde bulunur. Canlı varlıkların temel yapı maddesi olan organik karbon, fotosentez süreçleri yoluyla atmosferde veya deniz suyunda çözünmüş olarak bulunan karbon dioksit gazından yararlanarak üretilir. Yeşil bitkiler, hayvansal ve bitkisel parazitler, organik maddeleri parçalayarak, karbonu karbon dioksit gazına çevirirler. Artıklar, dışkılar ve kadavralar da parçalanma sonucu dönüşüme uğrayarak yapılarındaki karbon dioksit çıkar. Hayvanların vücutlardaki karbonun bir bölümü CO2 olarak, solunum yoluyla atmosfere geri verilir. Bütün canlıların kalıntı ve atıklarındaki karbon ise, çürüme ve bozulma gibi bir dizi işlem sonucunda CO2 olarak açığa çıkar. Organik karbonun bir bölümü, kömür, petrol gibi fosil yakıtlarda birikmiştir. Bunların yakılmasıyla, atmosferde bol miktarda karbon dioksit verilir. Bunun büyük bölümü, hızla deniz ve okyanuslara geçer ve karbonatlar halinde birikir.
 
Oksijen Döngüsü

Oksijen, değişik biçimlere dönüşerek doğada sürekli bir döngü içerisindedir. Havada gaz, suda ise çözünmüş olarak bulunan oksijen, serbest hâlde azottan, sonra en çok bulunan elementtir. Hayvanların ve basit yapılı bitkilerin, solunum yoluyla aldıkları oksijen hidro­jenle birleşince su oluşur. Su daha sonra dışarıya atılarak doğaya verilir. Ortamdaki karbondioksit, algler ve yeşil bitkiler tarafından fotosentez yoluyla karbonhidratlara dönüştürülür, yan ürün olarak da oksijen açığa çıkar.

Dünyadaki sular, biyosferin başlıca oksijen kaynağıdır. Oksijenin yaklaşık %90' ının bu sularda yaşayan alglerce karşılandığı tespit edilmiştir. Diğer döngülerde de bazı aşamalarda oksijenin yer aldığı bilinmektedir. Sürekli olarak petrol ve kömür gibi fosil kaynaklı yakıtların yakılmasına kara ve denizlerdeki doğal bitki örtüsünün giderek azalmasına rağmen, tarımdaki gelişmelerle birlikte artan üretim sayesinde atmosferdeki oksijen düzeyi sabit kalır.                                                                                     ,
Azot Döngüsü                                                                                        ,

            Azot da, karbon ve oksijen gibi, hayat için temel maddelerdendir. Proteinlerin, nükleik asitlerin, çeşitli hormon ve vitaminlerin yapısında bulunur. Azotun yer yüzündeki iki önemli rezervi, atmosfer ve canlılardır. Söz gelimi, atmosferin %78' i azottur. Ancak, bazı mikroorganizmalar dışında azot canlılarca kullanılamaz. Azot bitkilerce çoğunlukla inorganik nitrat, bazı bitkilerde de amonyum tuzları olarak kullanılır. Hayvanlar ise, azotu, amino asit olarak almak zorundadır. Bu amino asitler, beslenme zinciriyle öteki hayvan ve bitkilerden karşılanır.

Havada % 78'lik çok büyük bir rezervi olan azotun çok azı kullanılabilir.
Azot döngüsünün temelini, havadaki serbest azotun önce inorganik tuzlara, sonra azot içeren organik moleküllere dönüşmesi oluşturur. Organik moleküllerin biyolojik ayrışma yoluyla parçalanmasıyla da yeniden inorganik maddelere dönüşmesi azot döngüsüne yardımcı olur. Ayrıca yıldırım ve şimşek gibi doğa olayları toprağa azot bağlanmasında etki ederler. Havadaki azot gazı (N2), topraktaki azot tutucu bakteriler tarafından nitratlara (NO3) dönüştürülür. Bitkiler büyümeleri için gerekli azotu sağlamak için nitratları soğururlar. Hayvanlar bu bitkilerle beslenirler. Bakteri ve mantarlar, ölü bitki ve hayvanları toprağa amonyum (NH4) bileşikleri yayarak çürütürler. Nitrat tutan bakteriler bu amonyum bileşiklerini, daha sonra bitkilerde kullanılmak için nitrata dönüşen, nitrite dönüştü­rürler (NO2). Nitrat bozan bakteriler azot bileşiklerinin yeniden azot gazına dönüşmesini sağlarlar (denitrifikasyon).

Fosfor Döngüsü                                                                                                  ,

Fosfor da canlılara gerekli temel maddelerdendir. Hücrelerde nükleik asitlerin enerji aktarımlarını sağlatan adenozin trifosfat (ATP) maddesinde, hücre zarının yapısında ayrıca kemik ve dişlerde bulunur. Fosforun doğada­ki deposu, fosfatlı kaya­lar ve sudur. Fosfor döngüsünün temelini, fosforun karalardan denizlere, denizlerden karalara taşınması oluşturulur. Fosfatlı kayalardaki fosforun bir kısmı, erozyon yoluyla suda çözünmüş hale gelir. Bu inorganik fosfat, bitkilerce, suda çözünmüş ortofosfat biçiminde alınır, organik fosfatlara çevrilir. Beslenme zinciriyle ot obur ve et obur hayvanlara aktarılır. Bitki artıkları, hayvan ölüleri ve salgılarındaki organik fosfatlar, ayrıştırıcı mikroorganizmalar yardımıyla inorganik duruma çevrilir. Böylece, yeniden bitkilerce alınmaya hazırdır. Jeolojik hareketlerden başka, fosforun denizlerden karalar dönüşü, balıkçılık ve balık yiyen deniz kuşlarının dışkıları yoluyla olur. İnsanın fosfor döngüsündeki etkisi, fosfatlı kayaların endüstriyel işlemle fosfat gübresi yapılması yoluyla karalardan denizlere dönüşünü hızlandırmakla olur.

Madde Döngülerinin Yararları                                                                         ,

            Tüm canlılar Dünya’nın yüzeyinde ya da yüzeye çok yakın ince bir toprak katmanında yaşarlar ve Güneş enerjisinin dışındaki gereksinimlerini bu katmanın içerdiği kaynaklardan karşılarlar. Eğer yaşamın sürmesi için gerekli olan su, oksijen ve diğer maddeler sadece bir kez kullanılmış olsaydı; hepsi şimdiye kadar tükenmiş olurdu.
Doğanın tüm işlevlerinin çevrimler halinde düzenlenmiş olması bu işlevlerin sonsuza dek yinelenmesini sağlamaktadır. Hava, su, toprak, bitkiler ve hayvanlar arasında sürekli bir alışveriş olması yeryüzünün tüm zenginliklerinin tekrar tekrar kullanılabilmesine ve böylelikle yaşamın sürmesine olanak verir.


Benzer Yazılar



0 yorum:

Yorum Gönder