Sitemizi Facebook'ta Beğenmek İster misiniz?

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Akran Zorbalığı


Okullarda zorbalığın görülme sıklığı ile ilgili haberler son yıllarda fazlalaşmakta ve bir çok öğrencinin de bu olaylarda yer aldığından şüphe duyulmamaktadır. Üstelik, zorba ve mağdurların bu tip davranışlarda yer almalarından dolayı zarar görme ihtimallerinin olduğu bilinmektedir. Zorbalık, okullarda çocukların iyi durumda olmalarından sorumlu olan tüm kişilerin dikkatini, ilgisini gerektiren önemli bir konu olarak ortaya çıkmaktadır.
 
Öğrencilerin saldırgan davranışları, uzun bir süredir eğitim ortamında yıkıcı bir unsur oluşturmaktadır. Aynı zamanda şiddet toplumumuzda oldukça yaygın olmakla birlikte, zorbalıkta öğrencilerin duygusal, fiziksel güvenliğini tehdit etmektedir. Çoğumuzun bir şekilde zorbalıkla ilgili kişisel yaşantılarımız olmuştur. Bu yaşantıları hatırladığımızda bizde özellikle korku ve çaresizlik gibi güçlü ve yoğun duyguları uyandırmaktadır. Z
orbalıkta oluşan korkunun sebebi güçsüzlük duygusudur. Zorbalık, okuldaki korku ve güç dengesizliğine neden olmaktadır. Bununla birlikte zorbalık, benliği yıkıcı hareketler veya misillemeler şeklinde devam etmektedir.

Bugün bir çok okulumuzda zorbalıkla ilgili olaylar meydana gelmektedir. Okullarımızda zorbalığın basit bir arkadaş anlaşmazlığı olduğunu düşünerek, zorbalığa uğramış olan mağduru ellerimizle tekrar problemin içine göndermekteyiz. Zorbalık davranışlarının basit bir anlaşmazlıktan farklı bir durum olduğunun pek farkında değiliz.
 
Normal akran çatışması, çocukların gelişim düzeyleri ile karakterize edilmektedir. bütün yaşlar için saldırganlığın bir parçası olarak ifade edilmektedir. Zorbalık, saldırganlık ile aynı anlamı çok fazla paylaşmamaktadır. zorbalığı, saldırganlığın bir biçimi olduğunu ve tahrik edilmeden bir veya daha fazla öğrencinin düzenli olarak ve kasten bir öğrenciye yapmış oldukları olumsuz davranışlar olarak tanımlamaktadır. Olumsuz davranış, bir kişiye kasten ceza vermek veya ceza vermek için girişimde bulunmak, birisini rahatsız etmektir
 
Zorbalık, sözel, fiziksel ve dolaylı zorbalık olarak sınıflandırılmaktadır.Fiziksel zorbalık; vurmak , itmek, engellemek, düşmanca hareket etmek.Sözel zorbalık; korkutmak, hakaret etmek, utandırmak, susturmak, bağırmak, lakap takmak, kötü bakmak, dil çıkartmak. Dolaylı zorbalık; arkadaş ilişkilerini bozmak, gruptan dışlamak, görmemezlikten gelmek, dedikodu yapmaktır.
 
Zorbalık vurma ya da itme gibi basit fiziksel bir aşağılama olarak ele alınmamalıdır. Zorbalığı, çatışma, şiddet veya münakaşadan farklı olduğunu fark etmeliyiz. Zorbalık kavramı, fiziksel veya psikolojik olarak aynı güçteki iki öğrencinin kavga etmeleri olarak görülmemelidir. Zorbalık kavramı içersinde “güç dengesizliğine” dikkat çekmek gerekir. “Güç dengesizliği”, akranlar arasında fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak diğerinden daha güçlü olmayı ifade etmektedir. Aynı zamanda zorbalığın içersinde“süre ve tekrarlanabilir olma” özelliği vurgulanmaktadır.
 
Olumsuz davranışa maruz kalan öğrenci, kendini savunmakta başarısız ve kendisine zarar veren öğrenci veya öğrencilere karşı çaresiz kalmaktadır. Bu durumda zorbalığın hedefi olarak seçilen kişi veya kişilere ‘kurban’ adı verilmektedir. Zorba sürekli saldırgan davranışlar gösteren, dürtüsel, baskın, duygudaşlık yapamayan ve fiziki açıdan güçlü olan kişi olarak tanımlanmaktadır. Zorbalar, şiddet kullanmayı olumlu bir kişilik imajı olarak görmekte, problem çözmede saldırganlık içeren stratejiler kullanmakta ve aynı zamanda yapıcı ve olumlu alternatifler üretememektedirler.
 
Bu bağlamda zorbalığı, grup etkileşimi sürecinde baskın bir pozisyonu elinde tutan kişinin kuvvetler dengesizliği (fiziksel veya psikolojik) sonucu kasıtlı bir biçimde olumsuz fiziksel ve sözel eylemlerle bir diğer kişinin ruhsal ve/veya fiziksel olarak acı çekmesine neden olması şeklinde tanımlayabiliriz. Zorbalıkta genellikle, zorba ve mağdur eşit olmayan bir düzeyde etkilenmektedirler. Mağdur olan( zorbalığa uğrayan) çok üzgündür. Bu üzüntü, içine kapanma, keder, acı, sürekli ağlamalar ve kızgınlık olarak dışarıya yansımaktadır. Kurbanlar kendilerini aptal ve çekici olmayan biri olarak algılama eğilimi göstermektedir. Hem erkek hem de kız kurbanların akranları tarafından olumsuz olarak değerlendirilmeleri çok önemlidir. Sosyal sıkıntı ve sosyal kaçınma daha çok kız kurbanlarda görülen bir özelliktir. Kurbanlar uzun dönemde sosyal kabul görmelerine rağmen akranlarıyla etkileşiminde nadiren sosyal yatkınlık gösterirler.
 
Kurban olmak, ilkokul çocukları arasında fiziksel, sosyal ve psikolojik açılardan kendini zayıf hissetmektir. Kurbanların çoğunlukla kin, kızgınlık ve kendine acıma duyguları görülmektedir. İlkokuldaki kurban öğrenciler ortaokuldaki kurban olan öğrencilere göre kendine acıma ve acizlik duygularını daha fazla yaşamaktadır.
 
Kurban olan çocuklar genellikle zorbalık hakkında konuşmazlar ve yardım beklentisi içersinde değillerdir. Bunun nedeni olarak geçmişte yaşadıkları istismar karşısında yetersiz yapılan yardımlardır. Kurbanlara karşı devamlı kötü davranışlarda bulunulması sonucu, okula karşı ilgileri, arkadaşlarına karşı güvenleri ve akademik başarılarında düşüş görülmektedir.
 
Kurbanların duygusal düzenleme ve stresle başa çıkma davranışları göstermede becerilerinin zayıf olduğu ifade edilmektedir. Kurbanların travma, başarısızlık ve engellenmeler yaşadıklarında hissettikleri olumsuz duygular daha fazla stresse neden olmaktadır.
 
Zorbalık yapan çocuk ise bu tip tepkiler vermemektedir. Zorba duygularını dışarıya pek az yansıtmaktadır. Zorba, dürtüsel, saldırgan, baskın, duygudaş olmayan ve fiziksel açıdan güçlü olan kişi olarak tanımlanmıştır. Zorbalar, şiddet kullanmayı olumlu bir kişilik imajı olarak görmektedir. Zorbalar sürekli saldırgan davranışlar göstermektedir. Zorbalar problem çözmede saldırganlık içeren stratejiler kullanmakta ve aynı zamanda yapıcı ve olumlu alternatifler üretememektedirler. Kurbanın kendilerini proveke ettiğini veya saldırıyı hak ettiğini ifade eden hareketlerde veya sözlerde bulunmaktadır. Zorba olan çocuklar, mağdur olanların hareketlerinden dolayı zorbalığa başvurduklarını haklı çıkaracak bahaneler söylemektedirler.
 
Zorbalık,1980’lı yıllarda İngiltere, Hollanda, Kanada, Amerika ve Avusturalya gibi ülkelerde araştırmacıların dikkatini çekmeye başlamıştır. Avrupa’da ve Amerika’daki çocuklar arasında zorbalık fenomeni ciddi bir sosyal problem olarak görülmektedir. İngiltere’de çocukların ve ergenlerin yaklaşık %23’ü zorbalığa maruz kalmaktadır Kanada’da yapılan bir araştırmada 5-14 yaşları arasındaki 5000 ilk ve ortaokul öğrencilerin %38’inin bir dönemde en az bir veya iki kez zorbalığa maruz kaldıkları ve %15’nin ise ikiden fazla zorbalık yaşadıklarını bulmuşlardır. Amerika’da yapılan bir araştırmada ise 12-18 yaşları arasındaki öğrencilerin % 75’nin en az bir kere zorbalığa maruz kaldığını kız ve erkeklerin %14’nün olaydan dolayı travma geçirdikleri belirtilmektedir.
 
Zorbalıkla cinsiyet arasındaki ilişkiye bakıldığında genel eğilim erkeklerin kızlardan daha çok zorbaca davranışlara başvurduklarını ve kızların erkeklere göre daha fazla zorbalığa maruz kaldığı yönündedir. İngiltere örneğinde zorbalığın %65’inin erkekler, %15’inin kızlar tarafından %19’unun ise hem kız hem de erkekler tarafından yapıldığı görülmektedir.
 
Zorbalık biçimleri açısından cinsiyet farkları dikkate alındığında kızlar arasında sözel zorbalık daha çok kullanılırken erkekler arasında fiziksel zorbalık daha fazla tercih edilmektedir. Zorbalıkla sınıf seviyesini birlikte değerlendirdiğimizde sınıf seviyesi yükseldikçe zorbalık olaylarının azaldığı görülmektedir. .
 
Zorba ve kurbanlar bir sınıftaki zorbalık problemlerinin şekillenmesinde anahtar bir rol oynarken, aynı zamanda diğer öğrencilerin zorbalık olayına karşı farklı tutum ve tepkileri de önemli rol oynamaktadır. Okullarda yaşanan zorbalık olaylarının %85’in de akran öğrenciler seyirci durumundadır. Zorbalık olaylarının ancak %11’nde akran öğrencilerin müdahale ettikleri görülmektedir . Zorbalık durumu zorbalığa maruz kalan çocuklara zarar ve üzüntü verirken aynı zamanda yetişkinleri duygusal anlamda etkileyecek kötü etkiler oluşturmaktadır. Çok fazla etkilenenler sadece kurbanlar değildir. Diğerlerine zorbalık uygulayan çocuklar gücün kurbanlar üzerindeki uygulanışından zevk alırlar.
 
Okul içerisinde, bütün öğrencilerin, öğretmenlerin ve yöneticilerin zorbalığın birçok değişik şekilde olabileceğini, üstelik, ortaya konan bütün bu değişik şekillerin kabul edilemez olduğunu fark etmeleri önemlidir. Bu düşünce benimsenmediğinde zorbalık problemini azaltmak için atılan adımların başarılı olması mümkün değildir.
 
Çocuk yetiştirme stillerinin de zorbalık davranışlarıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Zorbaların ailelerinde çocuk yetiştirme tutumlarının otoriter bir doğası bulunduğu ve bu doğanın özelliklerinin ceza ve dayakla şekillendiği yapılan araştırmalarda ortaya çıkmaktadır.
 
Okul zorbalığı, okul çocuklarının önemli bir bölümünü etkileyen kişisel, sosyal ve eğitimsel problem olarak ifade edilmektedir. Bu açıdan okullar çocuklara güvenli bir çevre oluşturmanın sorumluluğunu taşımalıdır.

Ayşe Uysal



Benzer Yazılar



0 yorum:

Yorum Gönder