Sitemizi Facebook'ta Beğenmek İster misiniz?

5 Nisan 2011 Salı

Atatürk'ün Özdeyişleri


Atatürk Diyor Ki
* * * * *
Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

* * * * *

Milletimiz, kuvvetli karakter, sarsılmaz sistem, ateşli, milliyetçilik, iktisadî muvaffakiyetlerden doğup çoğalacak imkânlarla da kuvvetlendirilmelidir.

* * * * *

Müspet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar Beden Terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kuvvetli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.

* * * * *

Gençler, siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile, insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü olacaksınız.

* * * * *




Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz tesis ettik; onu i’la ve idame ettirecek sizsiniz.

* * * * *

Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye’nin istiklâline, kendi benliğine, millî geleneklerine düşman, olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir. Uluslararası vaziyete göre, böyle bir savaşın gerektirdiği ruhi unsurlarla mücehhez olmayan fertlere ve bu fertlerden mürekkep toplumlara hayat ve istikbal yoktur.

* * * * *

Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin; hiç kimseyi aldatmayacaksın; memleket için hakikî mefkûre ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır; herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır; fakat sen buna mütehammil olacaksın; önüne nihayetsiz manialar yığacaklardır. Kendini büyük değil, küçük, zayıf, vasıtasız, hiç telâkki ederek, kimseden yardım gelmeyeceğine kâni’ olarak bu manaları aşacaksın. Bundan sonra da sana büyüksün derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin.

* * * * *

Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir haldir. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevî bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür. Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.

* * * * *

Tatbik eden, icra eden, karar verenden daima kuvvetlidir.

* * * * *

Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevIi olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yüceltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak azmiyle spor çizmezler. Esas olan bütün yaştaki Türk’ler için Beden Eğitimi sağlamaktır.

* * * * *

Spor yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak zekâ, ahlâkta bu ise yardım eder. Zekâ ve kavrayışı, kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha, az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik, ayni zamanda ahlâklısını severim.

* * * * *

Açık ve kat’i söyleyeyim ki, sporda muvaffak olmak için her türlü muavenetten ziyade, bütün milletçe sporun mahiyeti ve kıymeti anlaşılmış olmak ve ona kalpten muhabbet ve onu vatanî vazife telâkki eylemek lâzımdır.

* * * * *
Her çeşit spor faaliyetlerini, Türk genliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak lazımdır. Bu işte hükümetin şimdiye kadar olduğundan daha çok ciddî ve dikkatli davranması, Türk gençliğinin spor bakımından da milli heyecan içinde, itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır.

* * * * *

Dünyada spor hayatı, spor âlemi çok önemlidir. Bu kadar önemli olan spor hayatı bizim için daha önemlidir.

* * * * *

Gençler, cesaretimizi takviye eden ve devam ettiren sizsiniz. Sizler, almakta olduğunuz terbiye ve irfanla; insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin eh kıymetli timsali olacaksınız.

* * * * *

Her boy ölçüşmede arkalarında Türk Milletinin bulunduğunu ve Millet şerefini düşünmelerini Türk Sporcularına meslek düsturu olarak kaydediyorum.

* * * * *

Türk Milleti anadan doğma sporcudur. Henüz yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerinde güreşirken görürsünüz. Ata, en çok ve en iyi binen Türk erkekleri değildir; Türk kadını da bu işi iyi bilir.

* * * * *

Her ulus çocuklarının sıhhatli ve gürbüz olmaları için yasadıkları bölgenin sıhhi şartlarını temin etmek, Devlet halinde bulunan siyasî teşekküllerin en birinci görevidir. Ondan sonra en küçük yaştan en son yaşa yani insan ömrünün vasatî süresince derece derece beden faaliyeti önemli yer tutar ve tutmalıdır da.

* * * * *

Beden hareketlerinde esas, nesilden nesile intikal eden âdetlerdir. Yirminci asırda bütün dünya milletleri için spor esaslarının tekniği bundan doğmuştur. Türk çocukları her kavmin çocukları gibi, doğdukları andan itibaren tabiatın kendilerinde yarattığı hareket ve faaliyete ellerini, kollarını, bacaklarını hareket ettirmekle başlarlar; sonra çocuk büyüyünce bulunduğu muhitin şartlarına göre tarlalarda, bayırlarda, tepelerde, kayalıklar içinde, ormanlarda koşar, yürür, hiç yaptığının ne olduğunu düşünmeksizin bugünkü ilim dünyasının spor dediğini kendiliğinden yapar. Güreşir, ata biner, atlar, cirit oynar ve daha bir çok millî sporları yapar.

* * * * *

Türk köylü çocuğunun bu yapagelmekte olduğu tabii ve millî sporlar bugünkü medenî addedilen dekor içinde belki en az muvaffakiyet gösteren bir haldir. Fakat Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini tanzime- memur olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yükseltmeyi düşünürken, sadece gösteriş için herhangi bir müsabakada kazanmak emeliyle bir spor yapmazlar. Esas olan, bütün her yaştaki Türkler için Beden eğitimini sağlamaktır. «Sağlam dimağ, sağlam vücutta bulunur» sözünü Atalarımız boşuna söylememişlerdir.

* * * * *

Türk çocuklarına sporun bugünkü tekniğini öğretmek ve bunların bir kısmını bazı törenlerde ve bayramlarda dekor olarak ortaya koymak gerekir. Buna lüzum var mı yok mu? gibi soruya şöyle cevap verilebilir: esasen yoktur; fakat hakikati göremeyen cihan nazarında, mevcut ve muhakkak bir hakikati ufak bir örnekle ispat edebilmek için lüzumlu görülebilir.

* * * * *

Türk Gençliğinin top oyunu ile buna benzer sporlarında kusurları görülebilir. Çünkü bu kusurların biraz dikkat ve biraz da talim ile ortadan kalkması mümkündür. Buna o kadar çok ehemmiyet vermemelidir. Bizler için asıl olan Türk çocuklarının sporu sevmeleri ve fizikî kuvvetlerini yerinde kullanabilmeleridir.

* * * * *

Genç Türk çocukları top oyunlarında, herhangi ·bir mil1et çocukları kadar talimli ve mümareseli görünmeyebilirler; bundan da müteessir olmaya lüzum ve mahal yoktur.

* * * * *

Biz çocuklarımızı hakikî kuvvet, kudret ve zekâ müsabakalarında, her gün her yerde ve hattâ her köyde görmekteyiz. Bunu göremeyenlerdir ki alayişli işleri yapamıyor gibi görünen Türk Gençliğine endişe ile bakmaktadırlar. Bunlara müteselli olmaları için haber verelim ki, hakikat onların görebildikleri gibi değildir. Türk milleti ve onun küçük ve büyük yaştaki çocukları çelikten yapılmış heykellerdir; onların ne olduklarını anlamak için onlarla savaş meydanlarında boy ölçüşmek lâzımdır.İşte böyle bir teşebbüstür ki, Türk Gençliğinin binlerce sene evvelden beri, tanınmış olan yüksek kıymet, kuvvet ve kudret ve yenilmez zekâsının imtihanı olur. Türk milleti her an ve her kiminle olursa olsun böyle bir imtihana hazırdır.

* * * * *

Güreş şudur; Kuvvet ve zekâ oyunu. Bu iki üstün varlık insanda birleştiği vakit ancak, büyük işler görülebilir.

* * * * *

Türk genci rejimin ve inkılâpların sahibi ve bekçisidir.

* * * * *

Bir insan hayatında büyük bir muvaffakiyet kazanabilir, fakat yalnız onunla övünerek kalmak isterse, o muvaffakiyet de unutulmaya mahkûmdur. Onun için çalışmak ve, daima muvaffakiyet arama, herkes için esas olmalıdır.

* * * * *

Yurt savunması bakımından da hayli ehemmiyetli olan izcilik, ferdî ve Millî Eğitim Bakanlıklarından da o nispette önemlidir. Bütün hükümetlerde, izcilik teşkilâtı birbiri ile adeta yarışırcasına yayılmakta, genişlemekte ve mensuplarını fikren, ahlâken, ilmen ve bedenen yetiştirmektedir.
* * * * *

   Cumhuriyet, fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister.
Türk çocuklarına sporun bugünkü tekniğini öğretmek ve bunlardan bir kısmını bazı törenlerde ve bayramlarda dekor olarak koymak gerekir.
Açık ve kat'i olarak söyleyeyim ki, sporda muvaffak olabilmek için her türlü yardımdan ziyade, bütün milletce sporun mahiyetinin ve değerinin anlaşılmış olması gerekmekte, onu kalpte muhabbet ve vatani bir vazife olarak telakki eylemek lazımdır.
Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu işe yardım eder. Zeka ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zeka kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.
Zafer, zafer benimdir diyebilenin; başarı, başaracağım diye başlayanın ve başardım diyebilenindir.
Dünya spor hayatı ve spor dünyası çok mühimdir. Bu kadar mühim olan spor hayatı, bizim için daha mühimdir. Çünkü ırk meselesidir, ırkın ıslahı ve kişayişi meselesidir ve hatta biraz da medeniyet meselesidir.
Bütün millet ve memleket evlatlarını sportmen yapabilmek için sarfedilen çalışmanın ehemmiyet ve kudsiyeti aynı derecede kıymetli ve mühimdir.
Yorgunluk her insan, her mahluk için tabii bir haldir. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.
Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar; Türk gençliği, gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
Her ulus çocuklarının sıhhatli ve gürbüz olmaları için yaşadıkları bölgenin sıhhi şartlarını temin etmek, devlet halinde bulunan siyasi teşekküllerin en birinci ödevidir...
Yurt savunması bakımından bu derece ehemmiyetli olan izcilik, ferdi ve milli eğitim bakımından da o nisbette önemlidir.
Spordan yoksun olan bir gençlik nasıl ki vatan müdafaası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekamül ederse etsin, bedeni inkişafı noksan ve yetersiz olursa, o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz.
Muhterem Gençler,
Hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır: Galip gelmek ve mağlup olmak. Size Türk gençliğine tevdi ettiğimiz vicdan emaneti, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız.
Dünyada yenilmez kimse, yenilmeyen takım, yenilmeyen ordu, yenilmeyen kumandan yoktur. Yenilgilerden sonra üzülmek de tabiidir. Ancak bu üzüntü insanın maneviyatını yok edecek, onu çökertecek seviyeye varmamalıdır. Yenilen, toparlanarak kendini yeneni yenmek için olanca gücü ile, azimle daha çok çalışmalıdır.
insan hayatında büyük bir muvaffakiyet kazanabilir. Fakat, yalnız onunla övünerek kalmak isterse, o muvaffakiyet de unutulmaya mahkumdur. Onun için çalışmak ve daima muvaffakiyet aramak, herkes için esas olmalıdır.
Müsbet ilimlerin temeline dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan bahtiyar, kuvvetli bir nesil yetiştirmek siyasetimizin açık gayesidir.
En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci millet yetiştirme kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifade etmeyi bilmeliyiz.
Türk Çocuğu!
Her işte olduğu gibi, havacılıkta da, en yüksek düzeyde, gökte, seni bekleyen yerini, az zamanda dolduracaksın. Bundan, gerçek dostlarımız sevinecek, Türk Ulusu mutlu olacaktır..


Benzer Yazılar



2 yorum: